Öğrenci koçluğu, hitap ettiği kitle itibariyle özellikle Türkiye’de koçluk disiplininin en çok fayda sağlayabileceği dalıdır. Adı üzerinde öğrencilere hitap eder ama “öğrenci” kelimesi koçluğun hedefini belirtmez, sadece bu yaş aralığındaki gençleri (12-22) tarif eder. Yani öğrenci koçluğu okulda çok yüksek notlar almalarına değil, yarının geleceği çocuklarımızın daha bilinçli büyümelerine destek olur.
Ülkemiz, gelişmiş ülkelerin çok üzerinde (yıllık ortalama %1.26) artan nüfusun etkisiyle sürekli çoğalan genç nüfusuna eşit/kaliteli eğitim olanakları sunmak konusunda zorlanmaktadır. Tüm öğrencileri “aynı” kabul ederek standart bir müfredata tabi tutan, öğrenmenin değil ezberlemenin takdir gördüğü bir eğitim sistemi, neredeyse her sene baştan aşağı değişen seçme ve yerleştirme kuralları, diğer bütün özelliklerini, ilgi alanlarını, kabiliyetlerini yok sayarak bir öğrenciyi sadece 40 dakikada gösterdiği preformansla tüm hayatını etkileyecek seçimler yapmaya zorlayan bir sınav sistemi, öğrenciler üzerinde büyük stres yaratmakla beraber, daha kötüsü, başarılı olsalar bile onları çoğunlukla yaşamayı istemedikleri bir hayata yönlendirmektedir.
Çocuklar, başarılı olmak ya da derslerde yüksek notlar alara popüler okullara gidebilmek peşinde koşarak değil, gerçek ilgi alanlarını, yeteneklerini, diğerlerinden olan farklılıklarını, sadece onlara özel ışıklarını, kısacası gerçek kimliklerini keşfederek büyümelidirler. Ancak o zaman kendilerinin, Türkiye’nin ve dünyanın iyi geleceği için mutlu, tatmin ve faydalı birer yetişkin birey olarak büyüyebilirler. Bizim de anne babalar, öğretmenler ve tüm toplum olarak en büyük görevimiz onlara hayatlarının bu en keyifli döneminde stresten uzak ve güvenli bir “kendini bulma” alanı yaratmaktır. Hepsi bu.
Öğrenci koçluğunun ana hedefi, öğrenciye bu alanı yaratmak, onun hayatta okul başarısından çok daha önemli keşfedilecek şeylerin olduğunun hatırlamasına yardımcı olmaktır. Asıl başarının mutluluk olduğunun yeniden keşfidir. Mutlu olan öğrenci zaten kolaylıkla başarılı da olacaktır, çünkü onun gerçek potansiyelini gösterememesinin sebebi uğraşmak zorunda bırakıldığı konuların anlamsızlığı, onda yarattığı boşluktur. Boşluk dolunca anlamsızlık ortadan kalkar, okulun, öğrenmenin gerçek değeri ortaya çıkar ve başarı bir amaç değil bir araç haline gelir.
Öğrenci koçluğu gençleri suçlamadan, yargılamadan, eleştirmeden, onları sadece ve sadece derinden anlamaya çalışarak, kendi gerçek iç dünyalarını onlara geri yansıtmaya çalışan, onları kışkırtan sorular sorarak farkındalık yaratan ve NLP (nöro linguistik programlama) teknikleri ile algılarının ve olumsuz inançlarının değişerek istenen geleceğe kolay adımlar atılmasını güvence altına alan bir iletişim şeklidir ve orta okul ve sonrası tüm gençler için büyük faydalar sağlamaktadır.